Hayat, bazen sıradan gibi görünen ancak anlam derinliği taşıyan hikayelerle doludur. Bu hikayelerden biri, 17 yıldır sokaklarda ekmek kırıntısı toplayan bir adamın yaşamını gözler önüne seriyor. Ali Aydın, her gün kollarında taşıdığı poşetiyle sokakları adımlıyor ve yere düşmüş ekmek kırıntılarını topluyor. Ancak, onun bu alışkanlığı sıradan bir alışkanlıktan çok daha fazlasını ifade ediyor. İşte Ali'nin hikayesi; topladığı kırıntılardan daha büyük bir hikaye…
Ali Aydın, 47 yaşında ve hayatı neredeyse tamamıyla mücadele ile geçmiş. Çocukluğundan beri maddi zorluklarla boğuşan Ali, doğal olarak eğitim hayatını tamamlayamamış ve genç yaşta hayatın zorluklarıyla yüzleşmek zorunda kalmış. Ailesinin geçimini sağlamak amacıyla çeşitli işlerde çalışsa da, bu işleri sürdürmek her zaman mümkün olmamış. Yıllar içinde birçok zorlukla karşılaşan Ali, sonunda umut bulmak için sokaklarda ekmek kırıntısı toplamaya karar vermiş. Ali, bu durumu şu sözlerle anlatıyor: “İnsanlar ekmeklerini yere atarken, benim için o kırıntılar bile hayatta kalmanın bir yoluydu.”
Ali, sokaklarda topladığı kırıntıları sadece kendisi için değil, aynı zamanda sokakta yaşayan hayvanlar için de topladığını belirtiyor. Her gün binlerce ekmek kırıntısını toplayıp, onları barınaklara ya da sokak kedilerine vermek için harcıyor. Onun için bu iş sadece bir geçim kaynağı değil, aynı zamanda bir sorumluluk. “Bu işin arkasında sadece ben yokum, hayvanlar da var. Onlar da bu dünyada hakkı olan canlılar ve ben elimden geldiğince onlara yardım etmeye çalışıyorum.” diyor Ali, gözlerindeki kararlılıkla.
Ali, 17 yıl boyunca sokaklarda ekmek kırıntısı toplamasının temel amacının sadece hayatta kalmak olmadığını ifade ediyor. O, yaptığı işle toplumda farkındalık yaratmayı hedefliyor. İnsanlar, sokakta gördükleri kırıntılara daha farklı bir gözle bakmalı ve israfın ne kadar maliyetli olduğunu anlamalı. “Her parça ekmek bir hayattır” diyen Ali, “Her gün yürüyüş yaptığım cadde boyunca düştüğünde atılan ekmekler, bu toplumda anlamını kaybetmiş değerlere işaret ediyor.” diyor.
Bu durum, Ali’nin sokaklarda topladığı her ekmek kırıntısında, aslında derin bir mesaj barındırıyor. İnsanlara israf ve hayvanlara yönelik duyarsızlık gibi sorunların altını çizerek, toplumda bir değişim yaratma umudunu taşıyor. Ayrıca, bu süreçte birçok insanla tanışarak, duygusal bağlar kurmuş. Kimi zaman duyduğu destek, onun azmine daha da güç katmış. Topladığı kırıntılar, sadece hayvanlara değil, aynı zamanda insana olan umudu simgeliyor.
Ali’nin naif ruhu ve farkındalık yaratma çabası, onu yalnızca bir kırıntı toplayıcısı değil, aynı zamanda bir toplum duyarlılığı temsilcisi haline getiriyor. Her gün güler yüzü ve mücadelesiyle dolaşan Ali, gençlerden yaşlılara kadar birçok kişi tarafından tanınıyor ve saygı görüyor. İnsanların ona bakış açısı, zamanla değişmiş ve Ali’nin topluma kattıkları sayesinde birçok kişi farkındalık kazanmış.
Ali Aydın, yaptığı bu iş ile sadece kendi hayatına dokunmakla kalmamış, birçok insanın da gözünde bir umut ışığı olmuş. Her gün yavaşça adımlar atarak yürüdüğü sokaklar, bir zamanlar madde olarak görünen kırıntılarla dolu, şimdi anlam dolu bir yola dönüşmüş durumda. Ali, “Bu hayatta her şey geçici ama ben yaptığım işle toplumda bir iz bırakmanın peşindeyim.” diyerek sözlerini noktalıyor.
Ali'nin hikayesi, birçok insana ilham kaynağı olurken, onun azmi ve kararlılığı, toplumda benzer sorunlarla yüzleşenlere cesaret veriyor. Ekmeğin her kırıntısında bir hayat saklıyken, Ali’nin yaşamı da bu hikayenin bir parçası olarak anılacak ve unutulmayacak gibi görünüyor. Ali gibi insanların varlığı, yaşamın zorlukları karşısında nasıl dimdik durulabileceğinin en güzel örneklerinden biri olarak önümüzde duruyor.