Son günlerde Türkiye’de yaşanan bir dolandırıcılık skandalı, FETÖ mağduru olduğunu ileri süren kişilerin hedef alındığını ortaya koydu. Halk arasında yaygın olarak bilinen "FETÖ yalanı" üzerine kurulu bu dolandırıcılık düzeni, çok sayıda insanı mağdur etti ve milyonlarca liralık vurgun yapıldığı bildirildi. Çeşitli sosyal medya platformları üzerinden yürütülen tuzaklar, hem psikolojik hem de ekonomik açıdan tahribat yarattı.
Dolandırıcılar, FETÖ'ye yönelik davaların ardından mağdur olan insanlara ulaşmayı başardılar. Bu kişiler, kurbanlarına "FETÖ'nün koli yardımları" adı altında sahte yardım kampanyaları düzenlediler. Yardımda bulunmak için bağış yapmaları gerektiği yönünde ikna ederek, aslında kendi hesaplarına para aktarılmasını sağladılar. Mağdurlar, FETÖ'nin yargı baskısından kurtulacakları vaadiyle, dolandırıcıların gösterdikleri hesap numaralarına yatırım yaptılar. Ancak bu yatırımlar, gerçekte hiçbir yardım kuruluşuna gitmedi. Dolandırıcılar, gerçek bir yardım yapıyor izlenimi yaratarak insanları manipüle ettiler.
Dolandırıcılığa maruz kalanların sayısı giderek artarken, mağdurlar yaşadıkları travmanın getirdiği psikolojik baskıyla da mücadele etmek zorunda kaldılar. Bu süreçte bazı mağdurlar, dolandırıcıların kimliğini ve yöntemlerini açığa çıkarmak için çalışmalar başlattı. Hukuki süreçte ise, dolandırıcılığa maruz kalan insanlar, şikayetlerini polis ve savcılıklara iletmekte zorlandılar. İnsanlar, bu süreçte yaşadıkları kayıplar nedeniyle hem maddi hem de manevi anlamda büyük bir hüsran yaşadılar.
FETÖ kelimesi, Türkiye için son derece hassas bir konu haline geldiği için, dolandırıcılar bu durumu avantaja çevirdi. Çoğu insan, FETÖ mağduru olduklarını söyleyerek dolandırıcıların giriştikleri eylemleri sorgulamakta tereddüt yaşadı. Dahası, halk içinde yaşanan güvensizlik ortamı, bu tür dolandırıcılık eylemlerini kolaylaştırarak, daha başka mali kayıplara yol açtı. Yetkililer, bu dolandırıcılık faaliyetlerine karşı halkı bilinçlendirmek ve koruyucu tedbirler almak için çalışmalarını artırmak zorunda kaldı.
Mağdur olan kişilerin yaşadığı kayıpların geri kazanılması için yapılması gerekenler üzerine çalışmalar sürdürülüyor. Ancak bu süreç, dolandırıcıların tespit edilip yargılanmasına kadar uzanacak bir zaman dilimi alacak. Dolandırıcılık vakalarının artışı, yalnızca bireyleri etkilemekle kalmayıp, toplum genelinde de büyük bir güvensizlik yaratıyor. Bu noktada devletin ve yetkililerin sorumluluğu büyük. FETÖ gibi hassas bir konunun suiistimal edilmesi, mağduriyetleri artırıyor ve yapılan dolandırıcılıkların önüne geçilmesi gerekiyor.
Sonuç olarak, FETÖ yalanı ile milyonlarca lira dolandırılan insanlar, sadece maddi kayıplar yaşamakla kalmıyor, aynı zamanda manevi olarak da büyük bir buhran süreci geçiriyorlar. Yetkililere düşen, hem hukuk noktasında hem de toplumsal bilinçlendirme konusunda güçlü ve etkili adımlar atarak bu tür eylemleri önlemek. Aksi halde, FETÖ kelimesinin arkasında yatan gerçek mağdurlar, dolandırıcıların hedefleri olmaya devam edecekler.