Genç yaşta hayallerini gerçekleştirmek için çalışan Ali Yılmaz, geçirdiği talihsiz bir kaza sonrası hayatının akışının değiştiğini ifade ediyor. Bir iş kazası sonucunda bacağı sakatlanan Ali, tedavi sürecinin ardından işini kaybetti. Şimdi, büyükşehirde bir parkta çadırda yaşamaya mecbur kaldı. Bu olay, gençlerin işsizlik, sağlık sorunları ve barınma gibi zorluklarla karşı karşıya kaldığını gözler önüne seriyor.
Ali, demir doğrama işinde çalışıyordu. Bir sabah, rutin işini yaparken dikkatsizlik sebebiyle ağır bir makinenin altında kaldı. O an, hayatının en zor anlarından biriydi. Sakatlandığı bacağı, onun için hem fiziksel hem de maddi anlamda büyük kayıplara yol açtı. Uzun süren tedavi sürecinin ardından evine dönen Ali, artık iş bulmakta zorlanıyordu. Kazanın etkisiyle hem fiziksel hem de psikolojik olarak çöküş yaşayan Ali, boş günlerinin birinde, parka adım attığında kendisini ne kadar yalnız hissettiğini fark etti.
Ali, tedavi sürecinde iş bulma umudunu kaybetmemek için çeşitli başvurular yapsa da sonuç alamadı. Bir arkadaşının önerisiyle, yaşamak için alternatif bir çözüm arayışına girdi. Parka çadır kurma fikri ona cesaret verdi. İlk başlarda ilgi çeken bir serüven gibi görünse de, zamanla zorlukların artmasıyla birlikte bu durum bir yaşam tarzı haline dönüştü. Parkta geçirdiği günler, yalnızlığını ve çaresizliğini artırdı. Her geçen gün, hayat mücadelesinin ne kadar zor olduğunu daha iyi anlıyordu.
Bunu görünce, toplumun bu tür durumlarla ilgili tutumunu sorgulamaya başladı. Sakatlıklara sahip bireylerin rehabilitasyon süreçleri ve işe dönüş imkanlarının ne kadar yetersiz olduğu konusu, Ali için sadece personal bir sorun olmaktan çok daha fazlası haline geldi. Verdiği mücadele ve yaşadığı zorluklar, toplumsal bir dayanışma ve farkındalık gerektirdiğine dikkat çekiyor.
Ali'nin yaşadığı bu zor dönemde çevresindeki insanların nasıl bir tutum sergilediği, hayat mücadelelerinde yalnız olmadığını ona bir nebze de olsa hissettirse de, sürekli aynı sorunlarla yüzleşmek zorunda kalmak, ruhsal sağlığını da olumsuz etkiledi. Parkta yaşamak, ona yeni arkadaşlıklar kazandırmış olsa da, bunun geçici bir çözüm olduğunu biliyor. Her gün geriye dönmek istediği normal yaşantısına dair bir umut besliyor.
Ali'nin hikayesi, toplumda farkındalık yaratmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Zor bir süreçten geçen genç bireylerin, özellikle fiziksel ve psikolojik destek alması gerektiği konusu, Ali’nin durumu üzerinden daha fazla ele alınmalı. İşsizlik ve engelleme sorunları, özellikle genç neslin geleceğini tehdit ediyor. Herkesin bu duruma dikkat etmesi ve daha çok duyarlı olması gerektiği inancıyla, Ali’nin sesi olmayı hedefliyoruz.
Ali'nin transfera ihtiyacı olduğuna ve barınma sorununa karşı toplumun, sivil toplum kuruluşlarının, yerel yönetimlerin ve tüm bireylerin duyarlı olmasının önemine değinmek hem onun için hem de benzer durumda olanlar için son derece kritik. Her birey, bu tür zorlukların üstesinden gelmelerinde birer destek noktası olabilir.
Şu an için Ali, yukarıda bahsettiğimiz zorluklarla kendi başına mücadele ederken, arkadaşları ile birlikte parkta yaşamaya devam ediyor. Onun elinden tutacak birine ihtiyacı var. Hikayesinin, farkındalık yaratıp daha fazla insanın destek olmasına vesile olmasını diliyoruz. Çünkü Ali’nin mücadelesi sadece kendi mücadelesi değil, toplumun kenarına itilmiş olan bütün engellilerin, gençlerin ve işsizlerin mücadelesidir.
Hepimiz, Ali gibi gençlerin ve benzer durumda olan bireylerin yanında durmalıyız. Hayat, her zaman beklenmedik zorluklarla doludur ama toplumsal dayanışma ve anlayış ile bu güçlüklerin üstesinden gelebiliriz.